Şunu bilin ki efendim, zafer kibir getirir. Bunu size söyleyecek bir yoldaşınız yoksa yanınızda, kibriniz felaketiniz olur. Siz, kaçan düşman için yolların gümüşten, köprülerin altından yapılması gerektiğini çok iyi bilirsiniz, savaş meydanında gerçek darbenin ne olduğunu da elbette. Bunları size anlatacak değilim ancak sormadan edemiyorum: Bir çocuğun üşüdüğüne hiç tanık oldunuz mu ya da bir dervişin hiçliği arayışına? Peki kitap sayfalarında, şiirlerde, hikâyelerde, yeryüzünde ve gökyüzünde Leylâ’yı bulmaya çalıştınız mı? Yoksa siz de mi kalbinizdeki ağrıyı dindirmek için Hekim Şerefeddin’in kapısına gelenlerdensiniz? Oysa tarihe kulak verseniz insana dair hikâyeler içinde her şeyi bulacaksınız, kim bilir belki yürek sızınıza şifayı da. İyi dinleyin. Tarih kendi hikâyelerini fısıldamaya devam ediyor.
