Sevgili Çağlar’ın kaleminden yine hepimizin anılarında var olan ama çoğunu bildiğimiz fakat unuttuğumuz spor ve siyasetin harmanlandığı harika bir kitap. Ayrıca spor ve siyasetin yanında beni en çok etkileyen ‘‘Felicita Mehmet’in’’ hikayesi oldu. Mutlaka okuyun! Bir gecede büyük bir keyifle okuyup tamamlayacağınız harika bir kitap… Efe Aydan Çağlar bu kitabın taslağını gönderdiğinde profesyonel olarak basketbola başlamadan önce lise sahasında yaptığımız maçlar geldi aklıma. Mahallede akranlarımdan uzun olduğum için benim olduğum takımın karşısındaki takım hem potayı hem de ilk topu alırdı. Yoksa beni oynatmazlardı uzunum diye. Adam alınırken de ilk seçilen ben olurdum beni alan takım arkadaşlarım da potayı ve topu vermeyi kabul ederlerdi. Çünkü yenilmezdik ve maç sonunda iddiaya konu olan meşrubatı da içen hep biz olurduk. “Son Bir Maça Var Mısın?” kâh dalıp gittiğim kâh tebessüm ettiğim kâh hüzünlendiğim ama bir çırpıda okuduğum bir kitap oldu. Her basketbol oynamış sporcunun aynısı olmasa da yaşadığı anıları hatırlatan dopdolu bir kitap. Sevgili Çağlar, ileri de çıkacak kitaplarını da sabırsızlıkla bekliyor olacağım… Tamer Oyguç Ellerine ruhuna sağlık Sevgili Çağlar. “Yayımlanmamış bilgi seninle ebediyete göçer’’ derdi ODTÜ’de hocamız, Prof. Dr. Uğur Ersoy. Çağlar emeğini, kalbini vererek, bilgilerini paylaşarak, iz bıraktı gelecek nesillere. Mevlana’nın kentinde, Türkiye Basketbol Ligi’nin zirvelerinde oynamak, Avrupa Kupaları’nda, “Konya” adını son 8’lere taşımak, o başarıların parçası olarak donanımlarını kaleme aldığı kitabından birçok şey aktarıyor bizlere… Zevkle okurken, inanıyorum “Anadolu’nun her ilçesinde bir basketbol takımı olmasını haketmiyor mu?” diye düşünmeden de edemeyeceksiniz… Murat Didin