Bu eser, Anadolu topraklarının yüzlerce yılın ötesine uzanan son derece hareketli, zengin ve o ölçüde de çok yönlü, çok kültürlü sonuçlar yaratan göç tarihinin, dünden bugüne ulaşan hikayesini konu ediniyor. Aslında çalışma, Anadolu coğrafyasının kısa sayılabilecek bir tarihsel dilimi üzerinde yoğunlaşmakta ve genel olarak Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan bu yana gerçekleşen göçlerin yaratmış olduğu toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel yapılanmaları sonuçlarıyla birlikte ele almaktadır. Bu bağlamda bu eser, çok kültürlü Anadolu’yu resmetmekte, bu geniş çerçeve içinde yüzlerce yıl sürekli değişen ama hiçbir zaman tek renkli olmayan zengin ve çarpıcı tabloyu anlamamızı sağlamaktadır. Prof. Dr. Kemal H. Karpat’ın ifadesiyle “Bugünki Türkiye’nin *nüfus bakımından en önemli dönemi şüphesiz ki, Osmanlı Devleti süresidir. Osmanlı göçle başlamış ve göçle dağılmıştır… 1912/13, 1930’lu ve 1950’li yıllarda yaşanan göçler sayesinde toplumsal, siyasal ve kültürel değişiklikler ana karakterini kaybetmeden devam etmiştir. Türkiye, sözün kısacası, göçler sayesinde kurulmuş, değişmiş ve bugün milli devlet haline gelmiştir.”