Kendisi küçük ama fonksiyonu büyük bir kenttir Sinop. Doğal ve korunaklı limanları, bu kente hem güvenlik açısından hem de ticarî açıdan büyük avantajlar sağlamıştır. Hititler çağında Hititlerin amansız düşmanları arasında gösterilen Gaşkaların yaşam alanlarından biri olan Sinop, MÖ 8. yüzyılın sonlarında Kimmerlerin işgaline uğramış ve uzun süre Kimmerlere başkentlik etmiştir. MÖ 7. yüzyıl ortalarında Miletos’lular tarafından kolonize edilen ve artık Sinope adıyla anılmaya başlanan kent, aynı zamanda Amisos (Samsun), Kotyora (Ordu), Kerasus (Giresun) ve Trapezus (Trabzon) kolonilerinin de kurucusudur. MÖ 2. yüzyıldan itibaren de Pontos Krallığı’nın başkenti olmuştur. Sinope, en mutlu dönemini Romalıların egemenliği altındayken yaşamıştır. Sinop’un günümüzde bile en mutlu kent olarak gösterilmesinin temeli aslında zamanımızdan yaklaşık 2100 yıl öncesinde yaşanan bir hadiseye dayanmaktadır. Yunanlı Tarihçi Plutarkhos’un (MS 46-120) “Paralel Hayatlar” adlı eserinden anlaşıldığına göre, Romalı komutan Lukullus, MÖ 70 yılında Sinope’yi Kilikyalı korsanlardan temizlemiş ve bu korsanların Sinope halkından zorla aldığı mallarını da onlara iade etmiş ve bundan sonra Sinope’lileri mutlu bir şekilde yaşatacağına dair söz vermiş, hatta Roma adına, onların mutluluğunu garanti etmiştir. Demek oluyor ki, Sinop’un ve Sinopluların mutluluğu anketlerden çok, yukarıda bahsi geçen ve günümüzden neredeyse 2100 yıl önce vuku bulduğu anlaşılan hadiseye dayanmaktadır. Gerçekten, Sinope ve çevresi Romalıların idaresi altında gerek sosyal gerekse ekonomik yönden çok rahat etmiş, zenginleşmiştir.
