Küreselleşmenin bizi nereye taşıdığını, enformasyon çağının, bireyi ve toplumu nasıl değiştirdiğini inceleyen Lawrence M. Friedman geleneksel toplumla modern toplum arasındaki ayırım, kimlik ve otorite kavramlarındaki değişimle açıklıyor. Ona göre, geleneksel toplumda, kimlikleri ve ilişkileri belirleyen ‘’dikey’’ düzenin yerini modern toplumdaki ‘’yatay’’ düzene bırakmış olması, günümüzün birçok siyasi olgusunun da çıkış noktası. Bireyin tercihlerinin önem kazanması ve ‘’dayatılmış kimliklerin’’ yerini, ‘’seçilmiş, yaratılmış, benimsenmiş kimliklerin’’ alması, hem bireyselliği ön plana çıkarıyor, hem de ‘’kimlik politikalarını’’ toplumun motor güçlerinden biri haline getiriyor.