"O gün babam, annem, amcam ve ben öldük. Sadece babamı gömdüler... 21 yaşında bitti babamın dünya hayatı. Annem henüz 19’unda, ben ise 2 yaşımdaydım..." *** "Annemin bayılmasının nedeni dayımın dedemin alnına silah dayaması değil, dedemin dayımın silahına davranmasına neden olan cümlesiydi. Annem de duymuştu. Duyduğu cümlenin kelimeleri harf harf pişman, annem dilsiz, dayım öfkeli, dedem emin ve ben çocuktum. Yetim." *** "Duvarların dili vardı ve annem o duvarlardan günlerce, gecelerce aynı cümleyi duydu. Ne duvarları susturabildi, ne kendi ağlamalarını. Her şeyin sebebi gibi gördüğü beni, bir isyanı bastırmak istercesine gecelerce göğsüne bastırdı." *** Mehmet Ercan, uzun bir aradan sonra okurlarının karşısında. Gerçek olamayacak kadar çarpıcı bu hayat hikâyesini okurken kimi zaman gözyaşlarınıza hâkim olamayacak kimi zaman da kendinizi istemsizce kahkaha atarken bulacaksınız.