Bu kitap sizlere, zamanı unutturacak, hayal gücünün sınırlarını zorlayacak, iyiyle kötünün sonsuz mücadelesini konu alan büyüleyici bir evrenin kapılarını aralayacaktır. Bu bir hikâye değil; bu, bir destanın anlatısıdır. 6. Çağın sonuna yaklaşırken, eski kehanetlerde sözü edilen kızılkuyruklu yıldız sonunda gökyüzünde belirdi. İnsanlığın önderinin doğumu böylece müjdelendi. Ancak ışığın umudu daha doğarken, karanlıklar efendisi çoktan bu dünyaya ayak basmış, gölgelerle çevrili ordusunu kurmaya başlamıştı. Karanlık, dünyanın yarısını ele geçirdi. Umutsuzluk, korku ve sessizlik dört bir yanı sardı. Ancak her çağ, kendi kahramanını doğurur. Kehanete göre 16 yaşına bastığında, önder uyanacaktı. Ve öyle de oldu. Bu genç önderin etrafında toplananlar, yüreklerindeki inançla karanlığa karşı ilk kıvılcımı yaktılar. Tepegözlerle, hortlaklarla, duygusuz ve acımasız yaratıklarla savaşmak zorunda kaldılar. Sadece kılıçla değil, cesaretle, umutla ve birlikte çarpıştılar. Çünkü bu savaş yalnız topraklar için değil; ışığın, umudun ve insanlığın geleceği içindi. Bu roman, bir kahramanlık hikâyesinden çok daha fazlası. Bu, karanlığın en derin yerinden doğan bir ışığın destanıdır. Ve bu ışık hepimize, karanlık ne kadar güçlü olursa olsun, içinde umut taşıyanların asla kaybetmeyeceğini hatırlatır. Hazırsanız, bu epik yolculukta yerinizi alın. Çünkü bu sadece onların değil, bizim de hikâyemiz.
