"Tavuklarınız yumurtadan çıkmadan onları saymayın" İngilizce'de bilinen bir atasözüdür ve çoğu kişiye kökeni sorulduğunda muhtemelen La Fontaine'in hoş masalı La Laitière et le Pot au Lait'e atıfta bulunacaktır. Hepimiz Perrette'i tanırız, köyünden şehre doğru hafifçe yürürken, süt kovasını başında taşırken ve gündüz düşlerinde sütünü iyi bir paraya satarken, sonra yüz yumurta satın alırken, sonra tavukları satarken, sonra bir domuz satın alırken, onu semirtirken ve bir buzağıyla birlikte bir inek satın alırken. Buzağı etrafta zıplar ve bacaklarını tekmeler - Perrette de öyle! Kova düşer, süt dökülür, serveti gider ve eve döndüğünde sadece kocasından dayak yemekten kurtulmayı umar. Bu masalı La Fontaine mi uydurdu? Yoksa, Phaedon'dan bildiğimiz gibi, hayatının son günlerinde hapishanede Ezop'un bazı masallarını, ya da kendi deyimiyle mitlerini şiire dönüştürmekle meşgul olan Sokrates'in örneğini mi izlemişti?