Ünlü siyaset felsefecisi Fukuyama'dan, sağdan ve soldan liberalizme yöneltilen eleştiriler hakkında kısa bir kitap. Klasik liberalizm bir kriz içinde. Avrupa’daki din ve milliyetçilik savaşlarının ardından şekillenen liberalizm; bireysel özgürlük, hukukun üstünlüğü ve eşitlik ilkelerine dayanan, farklı toplumsal yapılarla uyumlu bir yönetim anlayışıdır. Bireylerin hayat tarzlarını devlet müdahalesi olmaksızın sürdürebilmesini esas alır. Liberalizmin kendi ilkelerine her zaman sâdık kalmadığı bir gerçek. Kimlerin evrensel haklara sahip sayılacağı yüzyıllar boyunca tartışma konusu oldu. Ancak zamanla bu çember genişledi; kadınları, siyahîleri, LGBTQ+ bireyleri ve diğer dışlanan grupları da kapsar hale geldi. Buna rağmen muhafazakârlar, liberalizmin ortak değerleri aşındırdığı görüşünü sürdürüyor. Fukuyama’ya göre bugün liberalizmin ilkeleri her iki cepheden de aşırı yorumlarla sarsılıyor: Neoliberaller ekonomik özgürlüğü putlaştırıyor; ilerici çevreler ise siyasal tahayyüllerini bireyler arası ortaklıklardan çok kimliğe dayandırıyor. Sonuç: toplumsal çözülme ve demokrasi üzerinde artan bir baskı. Liberalizm ve Karşıtları, günümüzün siyasî gerilimlerini berrak bir dille analiz ederken, 21. Yüzyıl için güncellenmiş bir liberalizmin imkânını savunuyor.