“Hikâyeler yapboz gibidir. Yazar masaya oturduğunda zihninde milyonlarca fikir vardır. Bu fikirler bazen birbirine uyar, bazen uymaz. Her fikir kullanılmaz ama zamanla o parçalarla oynana oynana ortaya bir resim çıkar. Ve yazar sonunda hikâyesini anlatmaya başlar.” Taylor ve Wesley, ilk kitapta kütüphanedeki gizemli bir geçit sayesinde kendilerini Oz diyarında bulmuşlardı. Ama şimdi, o yolculuğun sonuçlarıyla yüzleşmek zorundalar. Çünkü sadece Oz’un kaderini değiştirmekle kalmadılar, gerçek dünyada da geri dönülemez değişimlere sebep oldular. Taylor, eve döndüğünde her şeyin altüst olduğunu fark eder: Sıcakkanlı babası artık bir yabancı gibidir, notları düşmüş, öğretmenleri ona sırt çevirmiştir. Onu hâlâ eskisi gibi hatırlayan tek kişi Wesley’dir. İkisi birlikte her iki dünyayı da düzeltmek için yeniden Oz’a dönerler. Ancak bu kez karşılarında çok daha büyük bir tehdit vardır. Kötü Cadı, Oz’un yönetimini ele geçirmiş, Douglas Stanford ise Astoria’daki kütüphanede gizlenen büyüyü ele geçirmeye niyetlenmiştir. Kütüphaneci onu durdurmak için geri dönse de bu sefer yalnız değildir. Taylor ve Wesley’nin de yardımına ihtiyacı vardır. Çünkü her iki dünyanın kaderi büyük bir tehlike altındadır.
