Bir bahar sabahı Kathryn Schulz, bir yabancıyla öğle yemeğine çıktı ve ona âşık oldu. Yıllarca doğru ilişkiyi arayan Schulz, nihayet gelecekteki eşiyle tanıştığında her şeyin bu kadar çabuk değişmesine hayran kaldı. Ancak çift birlikte yeni bir hayat kurmaya başlarken, Schulz’un neşeli, zeki, dalgın, biricik babası kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırıldı ve bir daha uyanamadı. Yeni âşık olan ama aynı zamanda yeni bir kayıp yaşayan Schulz, çılgın bir sevinç ve korkunç bir kederle başa çıkmak zorunda kaldı. Pulitzer Ödüllü Schulz’un tüm zarafetiyle kaleme aldığı Kayıp ve Keşif, kaybın ve keşfin hepimizi nasıl şekillendirdiği sorusunun peşine düşüyor usul usul. Ortalama olarak, her birimiz hayatımız boyunca iki yüz bin nesne kaybediyoruz ve Schulz, bu günlük kayıplar ile en yıkıcı kayıplarımız arasındaki ilişkiyi ustaca aydınlatıyor. Bir anı kitabı kabul edilebilecek Kayıp ve Keşif, diğer yandan kayıp ve keder karşısında bile merak ve şükran duygusunu sürdürmek için bir rehber niteliğinde. “Kayıp ve Keşif, karamsarlık ve umutsuzlukla dolu bir dünyada, inanmaya değer bir umut ışığı.” —The New York Times “Bu zarif varoluş yolculuğunun sonunda Schulz, hayatın da tıpkı zıtlıklarla ilerlediğini fark ederek sessiz bir uzlaşmaya varıyor: Kimi zaman yıkıcı, kimi zaman iyileştirici... hem trajik hem de umut verici. Schulz’un keskin gözlemleri ise başlı başına bir hazine.” —Publishers Weekly
