Tutkunun, inceliğin ve ruhları birleştiren aşkın romanı… James ve Serra… Ayrı bedenlerde, ama tek bir ruhun iki yankısı… Onların aşkı, sıradan duyguların çok ötesinde, sezgilerle örülü, her anı derin bir bağ ile yoğrulmuş bir bütünlük. Bu hikâyede, bir erkeğin sevdiği kadını anlamak, hissetmek ve ruhuna incelikle dokunabilmek için gösterdiği eşsiz çaba gözler önüne seriliyor. James, Serra’nın kalbine bir iz değil, bir yuva bırakmak istiyor. Onun mutluluğu için duyarlılığın, şefkatin ve aşkın sınırlarını yeniden tanımlıyor. İçgüdülerle tetiklenen dürtüler, kaybetme korkusuyla harmanlanıyor ama her duygunun merkezinde tek bir gerçek var: Sevmenin sorumluluğu. Bu kitapta, tutkuyu sadece bir arzu değil; derinlikli, empatik, karşılıklı bir bütünleşme olarak yaşayacaksınız. Kendi duygularınızdan izler bulacak, her satırda içinizde bir şeylerin yankılandığını hissedeceksiniz. “Bu sadece bir aşk hikâyesi değil, bir kadının ruhuna tüm zarafetiyle dokunabilen bir adamın öyküsü.”
