“Arzularım, ihtiraslarım, isyanlarım sönmüş... Mazi başımızdan uzaklaşmış akşam güneşlerine benzemiş: Artık ıstırap vermiyor, yakmıyor, sade uzun ve pürhayal gölgeler arasında ruhuma hafif şaşaa ve hararetini gönderiyor.” Reşat Nuri Güntekin’in duygusal temasıyla öne çıkan romanı Akşam Güneşi, toplumsal tahammülün sınırlarında gezen bir yasak aşk hikâyesini sade ve akıcı bir üslupla okura sunuyor. Ege’nin sakin sularında bir adada geçen anlatı, Nazmi Bey ve Julide’nin hikâyesiyle insana dair umutları, korkuları, ihtirasları ve zaafları ustaca resmederken; aile yaşamına, geçmişin duygusal yüküne ve ruhsal çatışmalara dair de öğeler barındırıyor. Güntekin’in ana izleği bir aşk hikâyesi olan romanı, derinlikli ruhsal çözümlemeleri ve insanın zihinsel katmanlarına ilişkin kusursuz gözlemleriyle edebiyatımızın özel bir örneğini teşkil ediyor. Reşat Nuri Günetkin’in en çok okunan romanları arasında yer alan Akşam Güneşi, usta yazarın Türkçeyi kullanmaktaki maharetini de gözler önüne seriyor.